słownik angielsko - turecki

English - Türkçe

someone po turecku:

1. birisi


Birisi bana söyledi.
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
Birisi fark edene kadar planı gizli tutmak zorundasın.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
Köpekli birisi, tepede bayağı yavaştı.
Birisi sana yardım ettiğinde, en azından, " teşekkür ederim" diyebilirdin.
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
Birisi onu kurtarmalı, ya da o boğulacak.
En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.