interesting po turecku:

Makalesi çok ilginç gözüküyor.

İnsanlar şehrin sokaklarında, rengarenk çiçekler ve ilginç Uzakdoğu yamekleri satıyorlar.

Tom makaleyi ilginç buldu.

Çok ilginç yerler biliyorsun, değil mi?

Bir Alman gazetesi için yazarken bazı gramer halini datif haliyle değiştirmen gereken her birkaç cümle ya da İngilizce çevirisi ile değiştirmen gereken bir isim dilsel olarak makaleni daha ilginç yapacaktır.

Niçin cümleler?...sorabilirsiniz.Pekala, çünkü cümleler daha ilginç.

Oğlana gönderilen mektupta ilginç bir öykü vardı.

Komşumla ilginç bir sohbet yaptım.

Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.

İskoç Galcesi çok ilginç, değil mi?

Hangisini okursanız, onu ilginç bulacaksınız.

Mahjong en ilginç oyunlardan biri.

Seni gerçekten ilginç bulduğum zamanlar var.

Belirleyen esas unsurun olmaması ilginç bir durum.

Bir aydın, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş bir kişidir.