słownik norwesko - turecki

Norsk - Türkçe

kjølig po turecku:

1. güzel güzel


Sen güzeldin.
Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden gelen, çok güzel bir genç kızdır.
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.
Małgorzata'yı bir melek gibi seviyorum. Güzel yüzüne ve sarı saçlarına kurban olayım!
Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
Libusza çok güzel ve akıllı bir kızdır. O yüzden ben de onun en iyi arkadaşıyım.
Resident Evil 4, hayatımda oynadığım en güzel oyunlardan biridir.
Bożena, güzel ötesi sarı saçlı bir kızdır. Ayrıca o, bizim okuldaki en güzel öğrencidir.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Onun için ikisinin daha güzel oluşu çok önemliydi.
Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.
Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.

2. soğuk soğuk


İşe gitmeden önce soğuk bir duş almayı severim.
Kola soğuk.
Soğuk algınlığını atlatmalısın.
New York'ta kış çok soğuk olabilir.
Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
Kızım soğuk almış
İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
Bu soğuk değil, sıcak.
Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
Almanya, soğuk bir ülkedir.
Burası tüm sene boyunca soğuk olur.
Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
Soğuk bir sabahta ülkesini terk etti.