1. çalışmaya
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
O, istekle çalışmaya başladı.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Biz, yakında çalışmaya başlayacağız.
Sözleşmeyi imzalayarak, beş yıl daha kendimi orada çalışmaya adadım.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
İngilizce çalışmaya ne zaman başladınız?