Pytanie |
Odpowiedź |
Büyümeyi kabul etmek kolay değil. rozpocznij naukę
|
|
Growing up is not easy to accept.
|
|
|
Merdiveni tut yoksa düşeceğim. rozpocznij naukę
|
|
Hold the ladder up or I will fall down.
|
|
|
Etkinliklerimize katılmaları için diğerlerini davet etmeliyiz. rozpocznij naukę
|
|
We should ask others to join in our activities.
|
|
|
Sıkıcı insanlardan uzak dur. rozpocznij naukę
|
|
I keep away from boring people.
|
|
|
Aynı hatayı yapmaya devam ediyorsun. rozpocznij naukę
|
|
You keep on doing the same mistake.
|
|
|
rozpocznij naukę
|
|
|
|
|
Duygularını bir kenara bırak. rozpocznij naukę
|
|
|
|
|
hayal kırıklığına uğratmak Seni hayal kırıklığına uğrattıysam özür dilerim. rozpocznij naukę
|
|
I am sorry if I let you down.
|
|
|
Otur, seninle konuşmam lazım. rozpocznij naukę
|
|
Sit down, I need to talk to you.
|
|
|
Kapıyı kilitle, dışarısı gürültülü. rozpocznij naukę
|
|
Lock out the door, it is noisy outside.
|
|
|
Çocukken genellikle arkama bakardım. rozpocznij naukę
|
|
I often look back to when I was a child.
|
|
|
sabırsızlanmak, iple çekmek Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyorum. rozpocznij naukę
|
|
I look forward to meeting you.
|
|
|
Ayağını bastığın yere dikkat et. rozpocznij naukę
|
|
Look out where you put your feet.
|
|
|
Başardıklarından dolayı ona imreniyorum. rozpocznij naukę
|
|
I look up to him for what he achieved.
|
|
|
Onunla çıkmamak için bir bahane uydurdum. rozpocznij naukę
|
|
I made up an excuse to avoid going out with her.
|
|
|
Kuzenlerimin isimlerini hep karıştırıyorum. rozpocznij naukę
|
|
I always mix up my cousins' names.
|
|
|
Bir ev aldım, yarın taşınacağım. rozpocznij naukę
|
|
I bought a house, I will move in tomorrow.
|
|
|
Mike Tyson rakibini nakavt etti. rozpocznij naukę
|
|
Mike Tyson knocked down the opponent.
|
|
|
Sana verdiğim borcu geri ödemelisin. rozpocznij naukę
|
|
You should pay back the money I've lent you.
|
|
|
Yaptığım şeyden sonra beni kovdu. rozpocznij naukę
|
|
He drove me out after what I've done.
|
|
|
rozpocznij naukę
|
|
|
|
|
rozpocznij naukę
|
|
|
|
|
göstermek, işaret etmek, dikkat çekmek Sanırım, onlara fikirlerinin ne kadar sorumusuz olduğunu göstermeliyim. rozpocznij naukę
|
|
I think, I have to point out how irresponsible is their idea.
|
|
|
Şu örümceği benden uzak tut. rozpocznij naukę
|
|
Put away that spider from me!
|
|
|
Bir hostelde konaklayacağız. rozpocznij naukę
|
|
We will put up at a hostel.
|
|
|